Rüyada Muammer Kaddafi’yi görmek neye delâlettir?
Politika ya da siyaset, işimiz, gücümüz derdimiz, dermanımız yâhud dermansızlığımız olmuş. Mâzide okuduğumuz okulda her milletten insan olması, şu anda ise işimiz icâbı birkaç ecnebi memleketlere gidip gelmemizden mütevellit, epey bir milletle muhatap olduk, sohbet ettik, hayata ve insanlara bakışlarına dair fikirler edindik. Bunlara dayanarak şu kadarını çok rahat söyleyebilirim ki, biz şarklılar kadar siyasetle uğraşan, politikayı hayatının merkezine yerleştiren bir ikinci cemiyet yok. Şarklılar dediysek, aslında ekseriyeti İslâm medeniyetinin parçası olan cemiyetlerden bahsediyorum, Türkler, Araplar, Farslar, Urdular vs. Yâhu, yiyoruz siyaset, içiyoruz siyaset, yatıyoruz öyle, kalkıyoruz öyle.
Mesela yabancılara, kendi
ülkelerinin iç siyaseti hakkında bir soru veya bir konu soruyorsun, adam hiç
düşünmeden ‘bilmiyorum’ deyip konuyu kapatıyor. Lakin biz şarklılar ise bu
vaziyet karşısında dumura uğrayıp ‘nası yeaaa, memleketinin siyasetini nasıl
bilmezsin, eyyy cahal’ deyû muhatabımızın suratına alık alık bakakalıyoruz. Son
bir çırpınışla, ‘yâhu filan var ya hani, Cam Göbeği Partisinin lideri,
Türkiye’ye barbar bunlar ayol dedi’ diye son sıkımlık kurşunumuzu da
kullandıktan sonra, adamın alıklık katsayısının yükselişine hayret ediyoruz.
Aslında adam da bize hayret ediyor ve ‘azizim sen kafandaki cigabaytları ne
diye bunlarla bitiriyorsun, ye aşı kıl beşi’ nazarlarıyla konuyu değiştirme
hamlelerine şahitlik ediyoruz. Bu adamlar, bu ecnebiler nasıl memleket
meseleleriyle nasıl bu kadar alakasız olabilirler, nasıl, nasıl diye kendimizi
derbeder edip, zihnimizin idrak yollarını jiletlerken, onlar hayatlarını başka
işlere vakfediyor, hobiler ediniyor veya işlerinde yükselmenin yollarını
arıyorlar, ya da ot gibi yaşıyorlar, hiç önemli değil. Burada mesele şu ki,
-eğer işi bu değilse- aslında hiçbir faydası olmayan bir işle vaktini
harcamıyorlar.
Gerçekten cevabını
bilmediğim için soruyorum, peki bizi ne veya kimler bu kadar politize etti?
Harcamamız gerekenden daha fazla gayret ve enerjiyi neden, evet tekrar ediyorum
neden buna harcıyoruz? Bir taraftan ürküp
tırstığımız, bir taraftan ise her suçu attığımız gariban ve çilekeş ‘dış
güçler’ mi? Dış güç, dış güç olalı böyle itham ne işitilmiş ne de görülmüştür
evet, ama aklıma başka kimse gelmiyor. Yani biz o kadar politize olmuş bahtsız
nesilleriz ki, daha yirmili yaşlarının baharında olan bir dostum, bana ‘abi
rüyamda Kaddafi’yi gördüm’ diyor. Haricen Saddam Hüseyin, Beşar Esad dahil
olmak üzere birtakım liderleri de rüya aleminde peyderpey gördüğünü de ilave ediyor.
Yahu ey Anadollular, ey Şarklılar, ey Müselmanlar, ey büyük Türk milleti biz
nasıl bir hayat yaşıyoruz ki, Cenâb-ı Allah bize rüyada Beşar’ı, Kaddafi’yi
gösteriyor? Suâli tekrar edeyim: Bu işlerle niçin bu dozda alakadarız ki, bu
adamlar rüyamıza dahi giriyor? Hayır bu arkadaşım bunu anlattığında, şahsım da
dalga geçer bir eda ile kendisine gülmüş ve ‘sen nasıl bir hayat yaşıyorsun da,
rüyanda Kaddafi’yi görüyorsun’ demiştim. Tam da aynı günün gecesinde ben de
Putin’i görmeyeyim mi? Tövbe estağfirullah, tövbe. Ne yapmalı suâlinin
muhatabının ben olmadığımı düşündüğüm için o konuda bir şey söyleyemem, ama bu
işi bir hâle yola koymalı, onu biliyorum. Bir de bilen varsa söylesin, rüyada
Kaddafi’yi mi, yoksa Saddam Hüseyin’i mi görmek daha iyidir?
Yorumlar
Yorum Gönder